
Tarihi (historical)
Tarihi (historical)

MARMARİS'İN TARİHSEL KONUMU VE TARİHİ GELİŞİMİ
Marmaris, coğrafi konumu nedeniyle Akdeniz ve Ege Denizi'nin birleştiği noktada yer alan önemli bir liman ve sahil kentidir. Bu özelliği sayesinde ilk çağlardan günümüze kadar Ege ile Akdeniz arasında önemli bir geçiş ve ticaret noktası olmuştur. Kıyı yapısının girintili ve çıkıntılı olması, iyi korunmuş koy ve limanlarının bulunması Marmaris'i tarih boyunca Asya, Avrupa ve Afrika arasında stratejik bir bağlantı noktası haline getirmiştir.
Karya Dönemi ve İlk Yerleşimler
Karya bölgesinde yer alan Marmaris ve çevresi, Rodos ve Mısır arasındaki ticaret yolları üzerinde bulunduğu için antik çağlarda önemli bir deniz üssü konumuna gelmiştir. Tarihte "Karya Bölgesi" olarak anılan bu topraklar, bugünkü Muğla ilinin büyük bölümünü kapsamaktadır. Bazı tarihçilere göre İ.Ö. 2000'lerde, hatta daha öncesinde bu bölgede yaşayan Luvi, Leleg ve Karya halkları bölgenin ilk yerli topluluklarıydı. Karyalılar güçlendikten sonra Finikelilerin egemenliğindeki Rodos Adası'nı ele geçirerek Ege adalarında etkilerini yaymışlardır. Bir süre Minos Krallığı'nın etkisi altında kalmışlar, ancak Karya Kralı Mene'nin mücadelesiyle tekrar bağımsızlıklarını kazanmışlardır. Karyalılar denizcilikte gelişmiş, Ege ve Akdeniz'in birçok bölgesinde koloni kentleri kurmuşlardır. Antik kaynaklara göre bölgenin ismi, Argos kralı İnakos'un torunu Kar'dan gelmektedir. Karyalılar kendilerinin Girit'ten geldiği söylentisini reddetmiş ve daima Anadolu kökenli olduklarını savunmuşlardır.
Pers Dönemi
İ.Ö. 546 yılında Lidya Krallığı'nın Persler tarafından yıkılmasıyla Karya da Pers egemenliğine girmiştir. Persler bölgeyi "satraplık" sistemiyle yönetmiş, vergiye bağlamışlardır. Bu dönemde Kaunos başta olmak üzere birçok Karya kenti Perslerle savaşmış ancak sonunda teslim olmuştur. Pers Kralı Daryus'un Mısır seferinden dönüşünde bölgedeki isyanlar bastırılmıştır. Karyalılar zaman zaman Perslere karşı ayaklanmış, özellikle Milet İsyanı döneminde önemli direniş göstermişlerdir.
Mausolos ve Halikarnassos Dönemi
İ.Ö. 484–420 yılları arasında yaşayan tarihçi Herodotos, Karya tarihini detaylı biçimde anlatmıştır. Bu dönemde Karya'nın merkezi Milas (Mylasa) olup, Pers yanlısı Hissaldomos'un ölümünden sonra yönetim Mausolos'a geçmiştir. Mausolos döneminde Karya refaha kavuşmuş, zengin mermer ocaklarıyla tanınan Milas mimari olarak gelişmiştir. Mausolos'un ölümünden sonra yönetimi eşi ve kız kardeşi Artemisia devralmıştır. Artemisia, kocasının anısına dünyanın yedi harikasından biri sayılan Halikarnassos Mozolesi (Mausoleum)'nu yaptırmıştır. Kendisi de ölümünden sonra (İ.Ö. 351) aynı yere gömülmüştür.
Helenistik Dönem ve İskender'in Fethi
Artemisia'dan sonra yönetim kardeşi İdrieus'a, ardından Ada ve Piksodaros'a geçmiştir. İ.Ö. 336'da Büyük İskender tahta çıkmış ve Asya seferine başlamıştır. İ.Ö. 334'te Granikos Savaşı'nda Pers ordusunu yenerek Anadolu'ya girmiş, Ege kıyılarını ele geçirmiştir. Marmaris ve çevresi de bu dönemde Helenistik kültür etkisine girmiştir. İskender'in ölümünden sonra (İ.Ö. 323), bölge ardı ardına generallerin, ardından Bergama Krallığı'nın ve Roma'nın hâkimiyetine girmiştir.
Roma ve Bizans Dönemi
İ.Ö. 133 yılında Bergama Kralı III. Attalos'un krallığını Roma'ya bırakmasıyla Anadolu Roma topraklarına katılmıştır. Roma döneminde Marmaris ve çevresi sık sık isyanlar ve savaşlara sahne olmuştur. İ.Ö. 44'te Julius Caesar'ın öldürülmesi sonrası iç karışıklıklar bölgeyi etkilemiştir. Milas ve Alabanda kentleri bu süreçte ağır yıkıma uğramıştır. Roma egemenliği dördüncü yüzyıla kadar devam etmiş, ardından 395 yılında Bizans İmparatorluğu hâkimiyetine geçmiştir. 8. yüzyılda Halife Harun Reşid'in seferleri sırasında kısa süreliğine Arap egemenliği yaşansa da, 9. yüzyıl ortalarında yeniden Bizans'a bağlanmıştır.
Menteşe Beyliği Dönemi
1100'lü yıllarda Anadolu Selçukluları batıya ilerleyerek bölgeyi ele geçirmiştir. Selçukluların zayıflamasıyla birlikte Menteşe Beyliği kurulmuş, 1282'de Menteşe Bey Aydın ve Karya çevresini fethetmiştir. 1291'de fetihler tamamlanmış, Marmaris Beyliğin önemli limanlarından biri haline gelmiştir. Menteşe Bey'in ardından oğlu Mesut Bey, 1300'de Rodos seferi düzenlemiş; Marmaris Limanı'nı üs olarak kullanmıştır. Daha sonra Gazi Ahmet Bey döneminde (1365) Kıbrıs ve Rodos donanmalarına karşı zaferler kazanılmıştır. 1424'te Menteşe Beyliği Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı döneminde Marmaris, önce Menteşe sancağına bağlı küçük bir köy iken zamanla stratejik önem kazanmıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Rodos seferi için 16 Haziran 1522'de Üsküdar'dan yola çıkmış, 26 Temmuz'da Marmaris'e ulaşmıştır. Küçük bulduğu kalenin büyütülmesini emretmiş ve Sarıana'nın duasını aldıktan sonra sefere devam etmiştir. Rodos'un fethiyle Marmaris büyük önem kazanmış, Osmanlı donanmasının önemli üslerinden biri olmuştur. 1867'de idari düzenlemeyle Muğla'ya bağlı ilçe statüsüne kavuşmuştur.
I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Dönemi
I. Dünya Savaşı sırasında Marmaris, Akdeniz'deki stratejik konumu nedeniyle çeşitli saldırılara maruz kalmıştır. 1914'te Fransız gemileri Marmaris Kalesi'ni topa tutmuş, ancak Türk askerlerinin direnişi sayesinde kale savunulmuştur. 29 Temmuz 1919'da İtalyanlar, Yunanlılarla gizli bir anlaşma yaparak Marmaris'i işgal etmiştir. Ancak İtalyanlar, Türk halkına zarar vermemiş, hatta Yunan saldırılarına karşı Türkleri desteklemiştir. 22 Temmuz 1922'de İtalya, Yunanistan'la olan ittifakını bozarak Marmaris'ten çekilmiştir. Ayrılırken kale burçlarında dalgalanan Türk bayrağına saygı duruşunda bulunmuşlardır.
Cumhuriyet Dönemi ve Sonrası
Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte Marmaris, Muğla'ya bağlı bir ilçe olarak gelişmeye devam etmiş, liman kenti kimliğini sürdürmüştür. Doğal limanı, korunaklı koyları ve tarih boyunca taşıdığı stratejik önemiyle Marmaris, Türkiye'nin en önemli turizm ve denizcilik merkezlerinden biri haline gelmiştir
.
HISTORICAL POSITION AND DEVELOPMENT OF MARMARIS
Due to its unique geographical location, Marmaris lies at the point where the Mediterranean and the Aegean Seas meet. For this reason, since ancient times it has been an important coastal and port city — a key transit and trade hub between the Aegean and the Mediterranean. Its deeply indented coastline, sheltered bays, and natural harbors made Marmaris a vital connection point between Asia, Europe, and Africa throughout history.
The Carian Period and Early Settlements
Marmaris and its surroundings were part of the ancient Caria Region, which extended across most of present-day Muğla Province. Thanks to its position between Rhodes and Egypt, the area became a major maritime base in antiquity. According to historians, the earliest inhabitants of the region were the Luwians, Leleges, and Carians, who lived here around 2000 BCE or even earlier. After gaining strength, the Carians captured Rhodes Island from the Phoenicians and expanded their influence across the Aegean. Although they later came under the rule of the Minoan Kingdom, they regained independence through the efforts of King Mene. The Carians were skilled seafarers who established colonies across the Aegean and Mediterranean coasts. The region's name is believed to have originated from Kar, a grandson of Inachos, the legendary king of Argos. The Carians rejected the claim that they came from Crete, insisting they were an indigenous Anatolian people.
Persian Rule
In 546 BCE, when the Lydian Kingdom was conquered by the Persians, Caria also came under Persian control. The Persians governed the region through satrapies, a provincial system, and collected taxes. Cities such as Kaunos resisted Persian rule but were eventually subdued. During the Ionian Revolt, the Carians once again rose up against Persian dominance, displaying strong resistance despite heavy losses.
The Mausolos Era and Halicarnassus
The historian Herodotus, who lived between 484–420 BCE, wrote extensively about Carian history. During this period, Milas (Mylasa) served as the Carian capital under the rule of Hissaldomos, who was allied with Persia. After his death, power passed to Mausolos, under whom Caria experienced great prosperity. Mausolos relocated the capital to Halicarnassus (modern Bodrum) and initiated magnificent architectural works. After his death, his sister and wife Artemisia took the throne and built the famous Mausoleum of Halicarnassus, one of the Seven Wonders of the Ancient World, in his memory. Artemisia was buried in the same tomb after her death in 351 BCE.
Hellenistic Era and the Conquests of Alexander the Great
After Artemisia, the rule passed to Idrieus, Ada, and finally Pixodarus. In 336 BCE, Alexander the Great became king and launched his campaign into Asia. Crossing the Dardanelles in 334 BCE, he defeated the Persian army at the Battle of Granicus and opened the gates of Anatolia. The coastal regions, including Marmaris, came under Hellenistic influence. After Alexander's death in 323 BCE, the region passed through the hands of his generals, later becoming part of the Kingdom of Pergamon and subsequently the Roman Empire.
Roman and Byzantine Periods
In 133 BCE, upon the death of King Attalos III of Pergamon, his kingdom was willed to Rome, making Anatolia part of the Roman Empire. During Roman rule, Marmaris and its surroundings witnessed many uprisings and wars. After the assassination of Julius Caesar in 44 BCE, civil unrest spread across the empire, affecting Caria as well. Milas and Alabanda were heavily damaged during these conflicts. By the 4th century CE, the region was entirely incorporated into the Byzantine Empire (395 CE). Although it was briefly occupied by the Abbasid Caliph Harun al-Rashid in the 8th century, it was restored to Byzantine control by the mid-9th century.
Menteşe Principality (Beylik) Period
In the 12th century, the Seljuks of Anatolia advanced westward, and Caria fell under their control. After the weakening of the Seljuks, the Menteşe Principality was founded. In 1282, Menteşe Bey captured Aydın and Caria, completing his conquests by 1291. Marmaris became one of the principality's key port towns. His son Mesut Bey used Marmaris Port as a base for his Rhodes expedition in 1300. Later, Gazi Ahmet Bey achieved victories against the Cypriot and Rhodian fleets (1365). The Menteşe Principality was annexed by the Ottoman Empire in 1424 during the reign of Sultan Murad II.
Ottoman Period
During Ottoman rule, Marmaris initially remained a small village under the Menteşe Sanjak, but its strategic importance steadily increased. In 1522, Sultan Suleiman the Magnificent departed Üsküdar with an army of 100,000 men for the Rhodes campaign and reached Marmaris on July 26. Finding the local castle too small, he ordered a larger fortress to be built. He also visited Sarıana, a revered local figure, who blessed him and foretold the conquest of Rhodes. After the Rhodes victory, Marmaris gained renewed significance as a key naval base. By 1867, administrative reforms made Marmaris a district of Muğla Province.
World War I and the War of Independence
During World War I, Marmaris faced bombardments from French warships in 1914, but Turkish soldiers successfully defended the port and removed enemy mines. On July 29, 1919, under a secret agreement with the Greeks, the Italians occupied Marmaris and Muğla. However, unlike other occupying forces, the Italians treated the locals with respect and even aided the Turks against Greek attacks. On July 22, 1922, Italy annulled its treaty with Greece and withdrew from Marmaris. Before leaving, Italian soldiers saluted the Turkish flag flying over the fortress.
Republican Era and Modern Marmaris
After the proclamation of the Republic of Turkey, Marmaris became an official district of Muğla. Throughout the 20th century, it evolved from a small port town into one of Turkey's leading tourism and maritime centers. With its natural harbor, sheltered bays, and location connecting the Aegean and the Mediterranean, Marmaris continues to serve as a bridge between civilizations and seas.
